HAYVANLARI KORUMA GÜNÜ
( 4 Ekim )
Canlılar dünyası ; insanlardan, bitkilerden, ve hayvanlardan
oluşur. İnsanların hayvanlarla olan ilişkileri çok eskilere dayanır. İlk
çağlarda insanlar, hayvanlardan korkuyorlardı. Hayvanlardan korunmak için
evlerini dağların yamaçlarına, kayalıklara kuruyorlardı. Önceleri hayvanları
sadece gıda ve yolculuk aracı olarak gören insanların zamanla bakış açıları
değişmiş, onlara şefkat göstermeye, evcilleştirmeye ve onlarla dostluklar
kurmaya başlamışlardır. İnsanlar daha ilk çağda kedi, köpek, at, koyun, sığır,
keçi gibi hayvanları evcilleştirdiler. Evcilleşen hayvanlar, insanların
yardımcısı oldu. Bu insanların çizdikleri duvar resimleri bu ilişkinin
kanıtıdır.
Kurulan bu sıcak ilişki insanların, hayvanların korunması
konusunda birlikte hareket etmeleri fikrini doğurdu. İnsanlar arasında hayvan
sevenler gittikçe çoğalmaya başladı. Bu insanların amaçları hayvanlara daha iyi
davranılmasını sağlamak, onları korumak, daha sevecen davranılmasına yardımcı
olmaktır. Bu düşünceye sahip hayvan sevenler ilk kez İngiltere'de 1822 yılında
bir araya geldiler. Hayvanları korumak, insanların hayvanlara iyi
davranmalarını ve hayvanların daha iyi koşullarda beslenme ve korunmalarını
sağlamak amacıyla Hayvanları Koruma
Birliği'ni kurdular. Bu hareket daha sonra tüm dünyaya yayılmaya başladı.
Yurdumuzda Hayvanları Koruma Derneği’nin 1908 yılında kurulmasıyla
sistemli ve düzenli olarak hayvan sorunlarıyla ilgilenildi. Dernekler kuruldu,
konunun önemi gittikçe büyüyor, insanlar yıllardır hayvanlara karşı yapılan
haksızlıkların farkına vararak onları korumak istiyorlardı. . Aynı amaçlı
dernekler birleşerek Hollanda'nın başkenti Lahey'de Dünya Hayvanları Koruma Federasyonu'nu oluşturdular. 1931 yılında
toplanan bu kuruluş 4 Ekim'i Hayvanları Koruma Günü ilan etti.
Hayvanlar, duyu ve hareket yetenekleri olan canlılardır.
Hayvanların sahiplerine bağlılıkları, hayvan sevgisinin doğup büyümesine
yardımcı oldu. Pek çok kitapta, filmlerde, sahipleri için canını veren hayvan
öykülerini okur, izleriz. Hayvanları seven insanlar, hayvan hastalıklarını
iyileştirmek için çalıştılar. Bugün uygar ülkelerde hayvan hastaneleri
kurulmuştur. Veterinerler hayvan hastalıklarını belirleyip iyileştiriyorlar.
Hayvan hastalıklarına karşı önlem alınıyor. Hayvanları hastalıklardan korumak
için aşı yapılıyor.
Başlıca besinlerimiz olan et, süt, yumurta, yağ hayvanlardan
sağlanır. Giyeceklerimizin bir bölümü de hayvanların derisinden, yün ve
tüylerinden yapılır. İnsan sağlığı için gerekli olan aşı ve serumun yapılmasında
da hayvanlardan yararlanılır. Evin kedisi evdeki zararlı böcekleri ve fareleri
yakalar. Köpek evimizi ve hayvanlarımızı korur, bize bekçilik yapar. Tavuğun
yumurta ve etinden, horozun sesinden, tüyünden ve etinden faydalanırız. At,
eşek ve katır gibi hayvanların gücünden faydalanırız, yüklerimizi taşırlar,
arabalarımızı çekerler, bizi de taşırlar. Manda, inek, koyun bize süt, et
verir. Öküz tarlamızı, harmanımızı sürer, arabamızı çeker. Kafesteki kanaryanın
ötüşünü dinlemek, akvaryumdaki balıkları seyretmek bizi dinlendirir. Çiçekten
çiçeğe, ağaçtan ağaca dolaşan böcekler, bitkilerin çoğalma olayına yardımcı
olur. Çevremizdeki hayvanlardan doğrudan doğruya veya dolaylı olarak
yararlanıyoruz. Kuşkusuz akrep, yılan gibi zararlı hayvanlar da vardır. Bu
zehirli hayvanlardan kendimizi korumalıyız.
Hayvanları sevenler, insanları daha içten severler. Hayvan
dostları mutlu olmayı sevgide ararlar. Hayvanları koruyalım. Hayvanlara eziyet
etmeyelim. Hayvanları sevelim. Onlara yardımcı olalım. Hayvanları Koruma
Günü'nde öğrendiklerimizi yaşam boyu uygulayalım.
HAYVANLARIN KORUNMASI İÇİN
NELER YAPALIM
1-
Zor
durumda kalmış hayvanları koruyalım. Onların bakımına yardımcı olalım.
2-
Bakımını
üstlendiğimiz hayvanların yiyeceklerini, içeceklerini düzenli verelim. Aşılarını
zamanında yaptıralım.
3-
Hayvanlara
eziyet edilmesi insanlıkla bağdaşmaz. Öte yandan bu davranış yasalarımıza göre
suçtur. Bu suçu işleyenleri uyaralım.
4-
Kuşların,
karıncaların yuvalarını bozmayalım. Yumurtalarını almayalım. Avlanma mevsimi
dışında kesinlikle av hayvanlarını avlamayalım.
5-
Hayvanları
korkutmayalım, ürkütmeyelim. Onlara şakadan da olsa eziyet etmeyelim.
6-
Bakamayacağımız
hayvanları eve almayalım. Biz almazsak belki bakabilecek biri alır.
7-
Yiyecek
artıklarımızı, özellikle ekmeği, çöplüğe atacağımıza yakınımızda bulunan hayvan
besleyicilerine verelim.
8-
Sapanla
kuş avlamayalım. Avlamak isteyenlere engel olalım.
KONUŞMA
Sevgili Arkadaşlar!
Hayvanların, insan yaşamında büyük önemi vardır. İlk
evcilleştirilen hayvanların köpek olduğu sanılıyor. Sonraki zamanlarda ise
koyun, keçi, at, boğa, tavuk ve kedi gibi hayvanlar evcilleştirilmiştir.
Her canlının, doğadaki dengenin korunmasında bir rolü vardır.
Soyları bilinçsizce tüketilen canlılardan sonra, doğada büyük sorunlar
yaşanmaya başlamıştır. Artık günümüzde, nesilleri tükenmekte olan hayvanları
korumak için büyük gayretler gösterilmektedir.
Sevgili arkadaşlar! Hayvanlara işkence yapmak bir insanlık
suçudur. Hayvanlara acımayanların, insanlara hiç acımayacağını söylüyor bilim
adamları. Zor durumda kalmış hayvanlara mutlaka yardım etmeliyiz. Kuşların,
karıncaların yuvalarını bozmak, yumurtalarını almak çok kötü bir davranıştır.
Hayvanları korkutup ürkütmek, sapanla kuş vurmak, şakadan da olsa,
istemedikleri gibi davranmak da kötüdür. Bakımını üstlendiğimiz hayvanların
yiyeceklerini, içeceklerini düzenli vermeli, aşılarını yaptırmalıyız. Yiyecek
artıklarını, hayvanlara veya hayvan besleyicilerine vermeliyiz.
Hayvanlara daha iyi davranılmasını sağlamak isteyen İngiliz
hayvanseverler, 1822 yılında bir araya gelerek “Hayvanları Koruma Birliği”ni
kurdular. Hayvanları koruma amacıyla yurdumuzda açılmış olan ilk dernek, 1908
yılında kurulmuş olan “Hayvanları Koruma Derneği”dir. Dünyadaki hayvan koruma
derneklerinin bir araya gelerek oluşturdukları “Dünya Hayvanları Koruma
Federasyonu”, 1931 yılında yaptığı toplantıda, 4 Ekim gününü “Hayvanları Koruma
Günü” olarak ilan etti.
Hayvanları Koruma Günü’nün amacı; hayvanlara karşı sevgi ve acıma
duyguları uyandırmak, onları korumak ve haklarına saygı duyulmasını
sağlamaktır.
Hayvan sevgisi, insandaki yardımlaşma, iyilikseverlik ve sevgi
gibi duyguları geliştirir.
Bugün bir hayvanı sevindirmeye ne dersiniz?
YUVA
Sordum bir gün
arıya Yok mu senin bir
yuvan Vızıldayıp
gösterdi Bana koca bir
kovan Dönüp sordum
serçeye Ya seninki
nerede Cik cik dedi
benimki Dal üstünde
tepede Annem bana o
akşam Öğütler
veriyordu Güzel güzel
dinledim Bana şöyle
diyordu Senin yuvan
ikidir Biri okul biri
ev Kıymetini iyi
bil Sev onları çok
çok sev. |
KEDİM
Kedim henüz bir
yaşında, Uyuyor soba
başında. Hem cesurdur,
hem de kurnaz, Bir tıkırtı
duyar duymaz, Uyanır aslan
kesilir, Gözleri volkan
kesilir. O geldiği günden
beri, Bizim evin
fareleri, Damdan, tavandan
indiler, Birer deliğe
sindiler. Koşup yakalıyor
hemen, Yuvasından,
deliğinden. Çıkanları diri
diri, Artık bunlardan
hiç biri. Dolaplarıma
girmiyor, Kitaplarımı
kemirmiyor. Orhan Seyfi ORHON
|
KUŞLARLA
Kuşlar uçar, Ben koşarım; Onların
kanatları var, Benim kanadım
kollarım. Kuşlar kanadını
çırpar, Ben de kolumu
sallarım… Uçun kuşlar,
uçun kuşlar; Hepinizle
yarışım var! Uçtu kuşlar, Bende koştum; Koştum yarı yola
kadar; Ta önüme bir
uçurum Çıktı, orda
kaldım naçar. Yoo, çekemem
öyle kurum! İsterseniz,
haydi tekrar Yarışırız…Uçun
kuşlar! Tevfik FİKRET |
GÖÇMEN KUŞLAR
Gittiniz hep
dizi dizi, Bıraktınız
ülkemizi, İlkbaharda gene
gelin, Unutmayın sakın
bizi. Gelmeden kış,
yağmadan kar, Gidin, gidin
güzel kuşlar, Uzak güney
illerinde, Bol yiyecek, bol
güneş var. Türkülerle
gidersiniz, Kim gösterir
size yol, iz ? Ürkütmez mi
kalbinizi, Yüce dağlar,
coşkun deniz ? Gökte olup sıra
sıra, Kayboldunuz
ufuklarda, Göçmen kuşlar,
güzel kuşlar, Yine gelin
ilkbaharda!… Zeki TUNABOYLU |
KUZUM
Mini mini bir
kuzum var, Çayırlarda gezer
oynar. Hep arkamdan
koşar, gelir, Yaramaz pek
neşelidir. Yanından ayrılsam biraz, Hemen yanık yanık meler. Kırdaki otlara doymaz, Daha ister neler neler. Şeker, arpa,
fıstık, üzüm, Çok bilmiştir
iki gözüm. Dr. Ali Rıdvan
UNAR
|
SERÇELER
Bir gün gelir,
geçer bu geceler Tırtıllar tırmanır
yapraklara Damla damla
sızmaz dudaklara Kalbin
kaynağından bu heceler Alnı işleyerek
düşünceler Gözyaşı döker
zambaklara Ve üşüşür olgun
başaklara Akşamın
dallarından serçeler. Ahmet Muhip
DIRANAS
|
KEDİM
Ne güzel bir
kedisin, Mırıl mırıl
edersin. Gözlerin ateş
saçar, Seni gören
fareler kaçar. Kuyruğunu
sallarsın, Delikleri
koklarsın. Sen de olmazsan
eğer, Evlerde hep fare
gezer. Arife HANCI
|
TEKİR İLE MİNİK KUŞ Tekir kedi
acıkmış, Bir ağaca
tırmanmış, Avını düşünerek, Beklemeye
başlamış. Biraz sonra kuş
gelmiş, Kediye
"cik, cik" demiş, Tekir ona
acımış, Minik kuşu
yememiş. Ülker ORDU
|
NE GÜZELDİR HAYVANLAR Evimizde
yaşarlar, Elimize
bakarlar, Türlü işe
yararlar, Evcilleşmiş
hayvanlar. Ne güzeldir tavuklar, Folluk dolu yumurtalar, Hep bal yapar arılar, Ne güzel şu hayvanlar. Sütlerini
içeriz, Kimisine
bineriz, Öküzle çift
süreriz, Yararlıdır
hayvanlar. Kılları var, yünü var, Süzgün bakar mandalar, Kedi, eşek ve atlar, Ne güzel şu hayvanlar. Arabaya koşarız, Uzun yollar
aşarız, Güçlerine
şaşarız, Ne güzel şu
hayvanlar. Ormanları süslerler, Gece, gündüz öterler, Bize, dostluk ederler, Çok tatlıdır, hayvanlar. Hasan ŞEN |
RENGİN
Beyaz kedim, Siyah kedim, Sarı kedim, Adı
"Rengin" olsun dedim. Rengin ablamın adıdır; O şimdi kızacak bana, Fakat öğretmenim söyledi ya? Rengin demek renkli demek, Bunda ne var
gücenecek ? Lâkin ablam, Rengin ablam. Hain ablam. Sofra başında dün akşam, Astı bana çehresini. Belki biraz hakkı vardı, Çünkü Rengin onun adı, Fakat ne var
gücenecek; Rengin demek,
renkli demek; Benim kedim de
üç renkli, Hem de benekli. Beyaz kedim, Siyah kedim, Sarı kedim, Adı "Rengin" olsun dedim. Tevfik FİKRET |
LEYLEK
Akşam oldu, sen
de yuvana döndün Ayrı ayrı
doyurdun yavrularını. Artık rahatsın
Hacı Leylek İstediğin gibi
takırdatabilirsin gagalarını! Hep yollarda mı
geçecek ömrün ? Yazın burda, Kışın başka
yerdesin.. Yuvandan
ayrılacağın için mi Böyle
düşüncelisin ? Nasıl dayanıyor
o uzak yola Zayıf vücudun , İnce, uzun
bacakların ? Söyle hangi
memlekette geçirecek O güzelim yazı,
yavruların ? Yalnız biz
değiliz seni seven Bak, ne kadar
üzülüyor gidişine Şu çiçekten
çiçeğe konan kelebek. Baharı erken
getir bahçemize Olmaz mı Hacı
Leylek ?… Şükrü Enis REGÜ |
ARILAR
Emdiniz arılarım
elma çiçeklerini, Doldurdunuz
bahçenin bütün peteklerini, Şimdi tutun
baharın, tutun eteklerini, Gökte
vızıldayarak uçun, uçun arılar. Beyaz beyaz
dallara, çiçeklere kondunuz, Tepelere
çıktınız, ovalara indiniz, Bir bu çiçekten
emip, bir bu ota döndünüz, Haydi tepemden,
halka halka geçin arılar. Böğürtlenler
içinde altın bir eviniz var, Odalarınız sarı
sarı balla doldular, Beni de evinize
davet edin bu bahar, Sofranızda bana
da bir yer açın arılar. Ceyhun Atuf
KANSU
|
PAMUK KEDİM
Bir kedim var,
yumuk yumuk, Adı pamuk, kendi
pamuk. O, cin gibi gözleriyle, Mırnav mırnav sözleriyle. Güzel kedim cana
yakın, Fakat
kızdırmayın sakın. Öfkelenir birdenbire, Kendisini atar yere. Bir köşeye şöyle
siner, Biraz sonra öfke
diner. Yaklaşır da yavaş yavaş, Sevgi ister, o yumuk baş. Dostuna dost,
aslan kedim, Gel, mindere
yaslan kedim. Rıfat Necdet
EVRİMER
|
BALIKLAR
Şaşıyorum şu
küçük balıklara. Nasıl yaşıyorlar
denizde Böyle
ömürlerinin sonuna kadar ? Hiç merak
etmiyorlar mı yeryüzünü, Doğan ayı, batan
günü ? Sudan başka yer
bilmiyorlar, Ne mevsimlerin
değiştiğinden, Ne günlerin
geçtiğinden haberi var. Kıskanıyorum şu ufak
balıkları: Onların bizim
gibi Ne eli, ne ayağı
var!.. Şükrü Enis REGÜ
|
KUZUM
Mini mini bir kuzum var Tüyleri de pek beyaz Benimle koşar oynar Yaramaz mı yaramaz Gözleri iki kömür Ağzı sanki pembegül Sıçrayışı ne ömür Bağlıdır ona gönül |
MEHVEŞ’İN ADALETİ
|
KELEBEK
Yel estikçe
uçuşan Yapraklara
benziyor. Durmadan
yorulmadan Daldan dala
geziyor. Kanatları
ipektir, Bozulur
dokununca. Sanki canlı
çiçektir, Açar bahar
olunca. Ben onu çok
severim. Koşup tutmak
isterim. Fakat kaçar
yaramaz, Uçmadan
yaşayamaz. Hasan Ali YÜCEL
|
|
Ahmet gördü bir
koru, Düştü gönlü
hevese, Tuttu bir dişi
kumru, Koydu onu
kafese. Küçücük kız kardeşi, Dedi; “ver onu bana!” Severdi o Mehveş’i, Dedi; “Al olsun sana!” Kumrunun eşi
akşam, Boş bulunca
yuvayı, Ah çekti buram
buram, Aradı hep ovayı. Sonra buldu dostunu, Mehveş’in duvarında, |
Geldi serdi postunu, Kafesin kenarında. İki eş, gündüz,
gece, Konuşur,
sevişirdi, Mehveş dedi;
iyice Bir zalimim ben,
şimdi: Eşini ettim
esir, Yoldaşı gelmiş
ağlar, Yarab bu insan
nedir ? Niçin kuşları
bağlar ? Bu sözleri söylerken, Açtı küçük zindanı, İki kuş uçup birden, Boyladılar ormanı. Ziya GÖKALP
|
||
KİRPİCİK
Nereden gelmiş,
niçin gelmişse, Bir kirpicik
gelmiş sokağımıza. Herkeste bir
merak, bir telaş, Sorup duruyorlar
“Ayol bu da ne? Bir fenalık
yapmasın sakın, Başını
çıkarıyor, bakın, bakın...” Elbette
çıkaracak başını, Bunda şaşılacak
ne var! Kirpi olduysa
n’olmuş sanki, Hep tostoparlak
mı dursun, Hep yer altında
mı otursun, Onun hakkı yok
mu ? Bu sokaktan
geçmeye, Salına salına
gezmeye. Haydi git yuvana
dost kirpicik, haydi git Hiç korkma. Bizim olduğu
kadar da senindir, Bu güzel dünya. Hasan Latif SARIYÜCE
|
KÜMES HAYVANLARI
Tavuklar
haykırıyor, Gıdak gıdak, gıt
gıdak, Nasıl boyun
kırıyor, Şu çapkın horoza
bak. Baba hindi
kabarmış, Ne büyüklük, ne
gurur. Hep kendini yaz
ve kış, Böyle metheder
durur. Yine yalpa
vurarak, Dolaşıyor
ördekler, Su başında
durarak, Karşıya
yüzecekler. Yaşar Nabi NAYIR
|
KANADI BENEK BENEK
Kanadı benek
benek Ufacık bir
kelebek Konmuştu
papatyaya Papatya pek
haindi Birdenbire
silkindi. Onu düşürdü suya Islanınca kanadı Kelebek uçamadı Mahkum oldu
ölmeye Bir arı
geçiyordu Hain çiçeğe
sordu Niçin öldürdün
diye Bunu yapıp
vesile O sivri iğnesiyle Geldi üstünde
kaldı Emerek derin
derin Boğulan
kelebeğin İntikamını aldı. |
YARARLI HAYVANLAR Çevremizde
dolaşır, Çeşit çeşit
hayvanlar. Bizlere pek
çoğunun, Sayısız yararı
var. Kedi, fare yakalar, Bazen de eğlendirir. Kuşlar ötüşleriyle, İç açar, neşe verir. Sadık
köpeklerimiz, Bekçidir
bahçemizde. Kümes hayvanları
çok Yarar,
beslenmemize. İnek, koyun süt verir, Doyarız etleriyle. Koyun, keçinin yünü, Bizi ısıtır böyle. At, sığır, keçi
de pek, Faydalı
yaratıklar. Bir de deniz
ürünü, Taze, güzel
balıklar. Vefa ÇAĞAN |
GÜZEL SÖZLER
·
Karıncadan
ibret al, yazdan kışa hazırlan.
· Kedi beslemeyen, fareleri besler.
· Arı bal alacak çiçeği bilir.