4 Kasım 2022 Cuma

HAYVANLARI KORUMA GÜNÜ

 

HAYVANLARI KORUMA GÜNÜ

( 4 Ekim )

 

Canlılar dünyası ; insanlardan, bitkilerden, ve hayvanlardan oluşur. İnsanların hayvanlarla olan ilişkileri çok eskilere dayanır. İlk çağlarda insanlar, hayvanlardan korkuyorlardı. Hayvanlardan korunmak için evlerini dağların yamaçlarına, kayalıklara kuruyorlardı. Önceleri hayvanları sadece gıda ve yolculuk aracı olarak gören insanların zamanla bakış açıları değişmiş, onlara şefkat göstermeye, evcilleştirmeye ve onlarla dostluklar kurmaya başlamışlardır. İnsanlar daha ilk çağda kedi, köpek, at, koyun, sığır, keçi gibi hayvanları evcilleştirdiler. Evcilleşen hayvanlar, insanların yardımcısı oldu. Bu insanların çizdikleri duvar resimleri bu ilişkinin kanıtıdır.

Kurulan bu sıcak ilişki insanların, hayvanların korunması konusunda birlikte hareket etmeleri fikrini doğurdu. İnsanlar arasında hayvan sevenler gittikçe çoğalmaya başladı. Bu insanların amaçları hayvanlara daha iyi davranılmasını sağlamak, onları korumak, daha sevecen davranılmasına yardımcı olmaktır. Bu düşünceye sahip hayvan sevenler ilk kez İngiltere'de 1822 yılında bir araya geldiler. Hayvanları korumak, insanların hayvanlara iyi davranmalarını ve hayvanların daha iyi koşullarda beslenme ve korunmalarını sağlamak amacıyla Hayvanları Koruma Birliği'ni kurdular. Bu hareket daha sonra tüm dünyaya yayılmaya başladı.

Yurdumuzda Hayvanları Koruma Derneği’nin 1908 yılında kurulmasıyla sistemli ve düzenli olarak hayvan sorunlarıyla ilgilenildi. Dernekler kuruldu, konunun önemi gittikçe büyüyor, insanlar yıllardır hayvanlara karşı yapılan haksızlıkların farkına vararak onları korumak istiyorlardı. . Aynı amaçlı dernekler birleşerek Hollanda'nın başkenti Lahey'de Dünya Hayvanları Koruma Federasyonu'nu oluşturdular. 1931 yılında toplanan bu kuruluş 4 Ekim'i Hayvanları Koruma Günü ilan etti.

Hayvanlar, duyu ve hareket yetenekleri olan canlılardır. Hayvanların sahiplerine bağlılıkları, hayvan sevgisinin doğup büyümesine yardımcı oldu. Pek çok kitapta, filmlerde, sahipleri için canını veren hayvan öykülerini okur, izleriz. Hayvanları seven insanlar, hayvan hastalıklarını iyileştirmek için çalıştılar. Bugün uygar ülkelerde hayvan hastaneleri kurulmuştur. Veterinerler hayvan hastalıklarını belirleyip iyileştiriyorlar. Hayvan hastalıklarına karşı önlem alınıyor. Hayvanları hastalıklardan korumak için aşı yapılıyor.

Başlıca besinlerimiz olan et, süt, yumurta, yağ hayvanlardan sağlanır. Giyeceklerimizin bir bölümü de hayvanların derisinden, yün ve tüylerinden yapılır. İnsan sağlığı için gerekli olan aşı ve serumun yapılmasında da hayvanlardan yararlanılır. Evin kedisi evdeki zararlı böcekleri ve fareleri yakalar. Köpek evimizi ve hayvanlarımızı korur, bize bekçilik yapar. Tavuğun yumurta ve etinden, horozun sesinden, tüyünden ve etinden faydalanırız. At, eşek ve katır gibi hayvanların gücünden faydalanırız, yüklerimizi taşırlar, arabalarımızı çekerler, bizi de taşırlar. Manda, inek, koyun bize süt, et verir. Öküz tarlamızı, harmanımızı sürer, arabamızı çeker. Kafesteki kanaryanın ötüşünü dinlemek, akvaryumdaki balıkları seyretmek bizi dinlendirir. Çiçekten çiçeğe, ağaçtan ağaca dolaşan böcekler, bitkilerin çoğalma olayına yardımcı olur. Çevremizdeki hayvanlardan doğrudan doğruya veya dolaylı olarak yararlanıyoruz. Kuşkusuz akrep, yılan gibi zararlı hayvanlar da vardır. Bu zehirli hayvanlardan kendimizi korumalıyız.

Hayvanları sevenler, insanları daha içten severler. Hayvan dostları mutlu olmayı sevgide ararlar. Hayvanları koruyalım. Hayvanlara eziyet etmeyelim. Hayvanları sevelim. Onlara yardımcı olalım. Hayvanları Koruma Günü'nde öğrendiklerimizi yaşam boyu uygulayalım.

 

HAYVANLARIN KORUNMASI İÇİN NELER YAPALIM

 

1-       Zor durumda kalmış hayvanları koruyalım. Onların bakımına yardımcı olalım.

2-       Bakımını üstlendiğimiz hayvanların yiyeceklerini, içeceklerini düzenli verelim. Aşılarını zamanında yaptıralım.

3-       Hayvanlara eziyet edilmesi insanlıkla bağdaşmaz. Öte yandan bu davranış yasalarımıza göre suçtur. Bu suçu işleyenleri uyaralım.

4-       Kuşların, karıncaların yuvalarını bozmayalım. Yumurtalarını almayalım. Avlanma mevsimi dışında kesinlikle av hayvanlarını avlamayalım.

5-       Hayvanları korkutmayalım, ürkütmeyelim. Onlara şakadan da olsa eziyet etmeyelim.

6-       Bakamayacağımız hayvanları eve almayalım. Biz almazsak belki bakabilecek biri alır.

7-       Yiyecek artıklarımızı, özellikle ekmeği, çöplüğe atacağımıza yakınımızda bulunan hayvan besleyicilerine verelim.

8-       Sapanla kuş avlamayalım. Avlamak isteyenlere engel olalım.

 

KONUŞMA

 

Sevgili Arkadaşlar!

Hayvanların, insan yaşamında büyük önemi vardır. İlk evcilleştirilen hayvanların köpek olduğu sanılıyor. Sonraki zamanlarda ise koyun, keçi, at, boğa, tavuk ve kedi gibi hayvanlar evcilleştirilmiştir.

Her canlının, doğadaki dengenin korunmasında bir rolü vardır. Soyları bilinçsizce tüketilen canlılardan sonra, doğada büyük sorunlar yaşanmaya başlamıştır. Artık günümüzde, nesilleri tükenmekte olan hayvanları korumak için büyük gayretler gösterilmektedir.

Sevgili arkadaşlar! Hayvanlara işkence yapmak bir insanlık suçudur. Hayvanlara acımayanların, insanlara hiç acımayacağını söylüyor bilim adamları. Zor durumda kalmış hayvanlara mutlaka yardım etmeliyiz. Kuşların, karıncaların yuvalarını bozmak, yumurtalarını almak çok kötü bir davranıştır. Hayvanları korkutup ürkütmek, sapanla kuş vurmak, şakadan da olsa, istemedikleri gibi davranmak da kötüdür. Bakımını üstlendiğimiz hayvanların yiyeceklerini, içeceklerini düzenli vermeli, aşılarını yaptırmalıyız. Yiyecek artıklarını, hayvanlara veya hayvan besleyicilerine vermeliyiz.

Hayvanlara daha iyi davranılmasını sağlamak isteyen İngiliz hayvanseverler, 1822 yılında bir araya gelerek “Hayvanları Koruma Birliği”ni kurdular. Hayvanları koruma amacıyla yurdumuzda açılmış olan ilk dernek, 1908 yılında kurulmuş olan “Hayvanları Koruma Derneği”dir. Dünyadaki hayvan koruma derneklerinin bir araya gelerek oluşturdukları “Dünya Hayvanları Koruma Federasyonu”, 1931 yılında yaptığı toplantıda, 4 Ekim gününü “Hayvanları Koruma Günü” olarak ilan etti.

Hayvanları Koruma Günü’nün amacı; hayvanlara karşı sevgi ve acıma duyguları uyandırmak, onları korumak ve haklarına saygı duyulmasını sağlamaktır.

Hayvan sevgisi, insandaki yardımlaşma, iyilikseverlik ve sevgi gibi duyguları geliştirir.

Bugün bir hayvanı sevindirmeye ne dersiniz?

 

YUVA

Sordum bir gün arıya

Yok mu senin bir yuvan

Vızıldayıp gösterdi

Bana koca bir kovan

 

Dönüp sordum serçeye

Ya seninki nerede

Cik cik dedi benimki

Dal üstünde tepede

 

Annem bana o akşam

Öğütler veriyordu

Güzel güzel dinledim

Bana şöyle diyordu

 

Senin yuvan ikidir

Biri okul biri ev

Kıymetini iyi bil

Sev onları çok çok sev.

KEDİM

Kedim henüz bir yaşında,

Uyuyor soba başında.

Hem cesurdur, hem de kurnaz,

Bir tıkırtı duyar duymaz,

Uyanır aslan kesilir,

Gözleri volkan kesilir.

O geldiği günden beri,

Bizim evin fareleri,

Damdan, tavandan indiler,

Birer deliğe sindiler.

Koşup yakalıyor hemen,

Yuvasından, deliğinden.

Çıkanları diri diri,

Artık bunlardan hiç biri.

Dolaplarıma girmiyor,

Kitaplarımı kemirmiyor.

Orhan Seyfi ORHON

KUŞLARLA

        Kuşlar uçar,

        Ben koşarım;

Onların kanatları var,

Benim kanadım kollarım.

Kuşlar kanadını çırpar,

Ben de kolumu sallarım…

Uçun kuşlar, uçun kuşlar;

Hepinizle yarışım var!

 

        Uçtu kuşlar,

        Bende koştum;

Koştum yarı yola kadar;

Ta önüme bir uçurum

Çıktı, orda kaldım naçar.

Yoo, çekemem öyle kurum!

İsterseniz, haydi tekrar

Yarışırız…Uçun kuşlar!

Tevfik FİKRET

GÖÇMEN KUŞLAR

Gittiniz hep dizi dizi,

Bıraktınız ülkemizi,

İlkbaharda gene gelin,

Unutmayın sakın bizi.

 

Gelmeden kış, yağmadan kar,

Gidin, gidin güzel kuşlar,

Uzak güney illerinde,

Bol yiyecek, bol güneş var.

 

Türkülerle gidersiniz,

Kim gösterir size yol, iz ?

Ürkütmez mi kalbinizi,

Yüce dağlar, coşkun deniz ?

 

Gökte olup sıra sıra,

Kayboldunuz ufuklarda,

Göçmen kuşlar, güzel kuşlar,

Yine gelin ilkbaharda!…

Zeki TUNABOYLU

 

KUZUM

Mini mini bir kuzum var,

Çayırlarda gezer oynar.

Hep arkamdan koşar, gelir,

Yaramaz pek neşelidir.

       Yanından ayrılsam biraz,

       Hemen yanık yanık meler.

       Kırdaki otlara doymaz,

       Daha ister neler neler.

Şeker, arpa, fıstık, üzüm,

Çok bilmiştir iki gözüm.

Dr. Ali Rıdvan UNAR

SERÇELER

Bir gün gelir, geçer bu geceler

Tırtıllar tırmanır yapraklara

 

Damla damla sızmaz dudaklara

Kalbin kaynağından bu heceler

 

Alnı işleyerek düşünceler

Gözyaşı döker zambaklara

 

Ve üşüşür olgun başaklara

Akşamın dallarından serçeler.

Ahmet Muhip DIRANAS

KEDİM

Ne güzel bir kedisin,

Mırıl mırıl edersin.

Gözlerin ateş saçar,

Seni gören fareler kaçar.

 

Kuyruğunu sallarsın,

Delikleri koklarsın.

Sen de olmazsan eğer,

Evlerde hep fare gezer.

Arife HANCI

TEKİR İLE MİNİK KUŞ

Tekir kedi acıkmış,

Bir ağaca tırmanmış,

Avını düşünerek,

Beklemeye başlamış.

 

Biraz sonra kuş gelmiş,

Kediye "cik, cik" demiş,

Tekir ona acımış,

Minik kuşu yememiş.

Ülker ORDU

 

 

 

 

 

 

NE GÜZELDİR HAYVANLAR

Evimizde yaşarlar,

Elimize bakarlar,

Türlü işe yararlar,

Evcilleşmiş hayvanlar.

       Ne güzeldir tavuklar,

       Folluk dolu yumurtalar,

       Hep bal yapar arılar,

       Ne güzel şu hayvanlar.

Sütlerini içeriz,

Kimisine bineriz,

Öküzle çift süreriz,

Yararlıdır hayvanlar.

       Kılları var, yünü var,

       Süzgün bakar mandalar,

       Kedi, eşek ve atlar,

       Ne güzel şu hayvanlar.

Arabaya koşarız,

Uzun yollar aşarız,

Güçlerine şaşarız,

Ne güzel şu hayvanlar.

       Ormanları süslerler,

       Gece, gündüz öterler,

       Bize, dostluk ederler,

       Çok tatlıdır, hayvanlar.

Hasan ŞEN

RENGİN

Beyaz kedim,

Siyah kedim,

Sarı kedim,

Adı "Rengin" olsun dedim.

      Rengin ablamın adıdır;

      O şimdi kızacak bana,

      Fakat öğretmenim söyledi ya?

      Rengin demek renkli demek,

Bunda ne var gücenecek ?

Lâkin ablam,

Rengin ablam.

Hain ablam.

       Sofra başında dün akşam,

       Astı bana çehresini.

       Belki biraz hakkı vardı,

       Çünkü Rengin onun adı,

Fakat ne var gücenecek;

Rengin demek, renkli demek;

Benim kedim de üç renkli,

Hem de benekli.

       Beyaz kedim,

       Siyah kedim,

       Sarı kedim,

       Adı "Rengin" olsun dedim.

Tevfik FİKRET

LEYLEK

Akşam oldu, sen de yuvana döndün

Ayrı ayrı doyurdun yavrularını.

Artık rahatsın Hacı Leylek

İstediğin gibi takırdatabilirsin

gagalarını!

Hep yollarda mı geçecek ömrün ?

Yazın burda,

Kışın başka yerdesin..

Yuvandan ayrılacağın için mi

Böyle düşüncelisin ?

Nasıl dayanıyor o uzak yola

Zayıf vücudun ,

İnce, uzun bacakların ?

Söyle hangi memlekette geçirecek

O güzelim yazı, yavruların ?

Yalnız biz değiliz seni seven

Bak, ne kadar üzülüyor gidişine

Şu çiçekten çiçeğe konan kelebek.

Baharı erken getir bahçemize

Olmaz mı Hacı Leylek ?…

Şükrü Enis REGÜ

 

ARILAR

Emdiniz arılarım elma çiçeklerini,

Doldurdunuz bahçenin bütün peteklerini,

Şimdi tutun baharın, tutun eteklerini,

Gökte vızıldayarak uçun, uçun arılar.

 

Beyaz beyaz dallara, çiçeklere kondunuz,

Tepelere çıktınız, ovalara indiniz,

Bir bu çiçekten emip, bir bu ota döndünüz,

Haydi tepemden, halka halka geçin arılar.

 

Böğürtlenler içinde altın bir eviniz var,

Odalarınız sarı sarı balla doldular,

Beni de evinize davet edin bu bahar,

Sofranızda bana da bir yer açın arılar.

Ceyhun Atuf KANSU

PAMUK KEDİM

Bir kedim var, yumuk yumuk,

Adı pamuk, kendi pamuk.

          O, cin gibi gözleriyle,

          Mırnav mırnav sözleriyle.

Güzel kedim cana yakın,

Fakat kızdırmayın sakın.

          Öfkelenir birdenbire,

          Kendisini atar yere.

Bir köşeye şöyle siner,

Biraz sonra öfke diner.

          Yaklaşır da yavaş yavaş,

          Sevgi ister, o yumuk baş.

Dostuna dost, aslan kedim,

Gel, mindere yaslan kedim.

Rıfat Necdet EVRİMER

BALIKLAR

Şaşıyorum şu küçük balıklara.

Nasıl yaşıyorlar denizde

Böyle ömürlerinin sonuna kadar ?

Hiç merak etmiyorlar mı yeryüzünü,

Doğan ayı, batan günü ?

Sudan başka yer bilmiyorlar,

Ne mevsimlerin değiştiğinden,

Ne günlerin geçtiğinden haberi var.

 

Kıskanıyorum şu ufak balıkları:

Onların bizim gibi

Ne eli, ne ayağı var!..

Şükrü Enis REGÜ

 

KUZUM

Mini mini bir kuzum var

Tüyleri de pek beyaz

Benimle koşar oynar

Yaramaz mı yaramaz

 

Gözleri iki kömür

Ağzı sanki pembegül

Sıçrayışı ne ömür

Bağlıdır ona gönül

MEHVEŞ’İN ADALETİ

KELEBEK

Yel estikçe uçuşan

Yapraklara benziyor.

Durmadan yorulmadan

Daldan dala geziyor.

Kanatları ipektir,

Bozulur dokununca.

Sanki canlı çiçektir,

Açar bahar olunca.

 

Ben onu çok severim.

Koşup tutmak isterim.

Fakat kaçar yaramaz,

Uçmadan yaşayamaz.

Hasan Ali YÜCEL

Ahmet gördü bir koru,

Düştü gönlü hevese,

Tuttu bir dişi kumru,

Koydu onu kafese.

       Küçücük kız kardeşi,

       Dedi; “ver onu bana!”

       Severdi o Mehveş’i,

       Dedi; “Al olsun sana!”

Kumrunun eşi akşam,

Boş bulunca yuvayı,

Ah çekti buram buram,

Aradı hep ovayı.

       Sonra buldu dostunu,

       Mehveş’in duvarında,

 

       Geldi serdi postunu,

       Kafesin kenarında.

İki eş, gündüz, gece,

Konuşur, sevişirdi,

Mehveş dedi; iyice

Bir zalimim ben, şimdi:

Eşini ettim esir,

Yoldaşı gelmiş ağlar,

Yarab bu insan nedir ?

Niçin kuşları bağlar ?

       Bu sözleri söylerken,

       Açtı küçük zindanı,

       İki kuş uçup birden,

       Boyladılar ormanı.

Ziya GÖKALP

 

 

KİRPİCİK

Nereden gelmiş, niçin gelmişse,

Bir kirpicik gelmiş sokağımıza.

Herkeste bir merak, bir telaş,

Sorup duruyorlar “Ayol bu da ne?

Bir fenalık yapmasın sakın,

Başını çıkarıyor, bakın, bakın...”

 

Elbette çıkaracak başını,

Bunda şaşılacak ne var!

Kirpi olduysa n’olmuş sanki,

Hep tostoparlak mı dursun,

Hep yer altında mı otursun,

Onun hakkı yok mu ?

Bu sokaktan geçmeye,

Salına salına gezmeye.

 

Haydi git yuvana dost kirpicik, haydi git

Hiç korkma.

Bizim olduğu kadar da senindir,

Bu güzel dünya.

Hasan Latif SARIYÜCE

KÜMES HAYVANLARI

Tavuklar haykırıyor,

Gıdak gıdak, gıt gıdak,

Nasıl boyun kırıyor,

Şu çapkın horoza bak.

 

Baba hindi kabarmış,

Ne büyüklük, ne gurur.

Hep kendini yaz ve kış,

Böyle metheder durur.

 

Yine yalpa vurarak,

Dolaşıyor ördekler,

Su başında durarak,

Karşıya yüzecekler.

Yaşar Nabi NAYIR

KANADI BENEK BENEK

Kanadı benek benek

Ufacık bir kelebek

Konmuştu papatyaya

Papatya pek haindi

Birdenbire silkindi.

Onu düşürdü suya

Islanınca kanadı

Kelebek uçamadı

Mahkum oldu ölmeye

Bir arı geçiyordu

Hain çiçeğe sordu

Niçin öldürdün diye

Bunu yapıp vesile

O sivri iğnesiyle

Geldi üstünde kaldı

Emerek derin derin

Boğulan kelebeğin

İntikamını aldı.

YARARLI HAYVANLAR

Çevremizde dolaşır,

Çeşit çeşit hayvanlar.

Bizlere pek çoğunun,

Sayısız yararı var.

       Kedi, fare yakalar,

       Bazen de eğlendirir.

       Kuşlar ötüşleriyle,

       İç açar, neşe verir.

Sadık köpeklerimiz,

Bekçidir bahçemizde.

Kümes hayvanları çok

Yarar, beslenmemize.

       İnek, koyun süt verir,

       Doyarız etleriyle.

       Koyun, keçinin yünü,

       Bizi ısıtır böyle.

At, sığır, keçi de pek,

Faydalı yaratıklar.

Bir de deniz ürünü,

Taze, güzel balıklar.

Vefa ÇAĞAN

 

GÜZEL SÖZLER

·         Karıncadan ibret al, yazdan kışa hazırlan.

·         Kedi beslemeyen, fareleri besler.

·         Arı bal alacak çiçeği bilir.

Hayvanlar en uysal dostlarımızdır.

 

Dünya çocuk günü

 

DÜNYA ÇOCUK GÜNÜ

( Ekim ayının ilk Pazartesi günü )

 

Ekim ayının ilk Pazartesi günü Dünya Çocuk Günü' dür. Çocukların iyi yetiştirilmesi ulusların ortak sorunudur. Bu ortak sorun için ilk çalışmalar 1923 yılında başladı. İsviçre'nin Cenevre kentinde toplanan kırk ülkenin delegeleri Uluslararası Çocukları Koruma Birliği'ni kurdular. Uluslararası bu kuruluş, Birleşmiş Milletler Örgütü' nün kurulmasını izleyen yılda UNICEF' e dönüştü. UNICEF, "Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu"nun kısaltılmış adıdır. Birleşmiş Milletler Örgütü 1954 yılında oybirliği ile Ekim ayının ilk pazartesi gününü Dünya Çocuk Günü olarak kabul etti.

Dünya Çocuk Günü evrenseldir. Birleşmiş Milletler Örgütü' ne üye bütün ülkelerde aynı günde kutlanır. Üye ülkelerin radyo, gazete ve televizyonlarında bu günün önemi anlatılır. Çocukların bakım ve korunmasının gerekliliği üzerinde durulur.

Her millet, kendi çocuğuna geleceği olarak bakar. Çocuk çiçektir. Sevildikçe mutlu olur. Çocuklar yarının büyükleridir. Geleceğin yöneticisi ve güvencesidirler. Onların beslenme, barınma ve eğitimi her toplum için çok önemlidir. Her çocuğun eğitimi yaşadığı devlet tarafından sağlanır.

İnsanlığın mutluluğu, dünyamızın güzelleşmesi, çocukların korunmasın, iyi yetişmesine bağlıdır. Barış içinde yaşamak, güzellikleri paylaşmak, eğitimle olur. Dünya Çocuk Günü çocuklar arasında ortak duygular oluşmasını, ulusların barış içinde yaşama özlemlerinin pekişmesini amaçlar. Bu amacın gerçekleşmesi için Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 1959 yılında daha iyi bir yaşam, mutlu bir çocukluk dönemi için Çocuk Hakları Bildirisi' ni yayınladı.

Ülkemizde çocuklara sağlık hizmeti götürmek amacıyla çocuk hastaneleri açılmıştır. Çocuk yaşta suç işleyenlerin iyiye yöneltilmesi için Çocuk Islahevleri kurulmuştur. Büyük yerleşim merkezlerinde çocuk bahçeleri vardır. Çocukların yararlandığı çocuk kitaplıkları kurulmuştur. Öte yandan anasız, babasız çocukların korunması, bakımı, barındırılması için Çocuk Esirgeme Kurumu ve Yetiştirme Yurtları açılmıştır.

Dünyanın neresinde bulunursa bulunsun, bütün çocukların mutlu ve sağlıklı olmaları tüm ulusların ortak isteği olmalıdır. Geleceğin büyüğü olan çocuklarımıza gereken özeni gösterelim, sevelim, koruyup eğitelim. Sağlıklı toplumlar ancak bu çalışmalar ile oluşacaktır.

Dünya Çocuk Günü'nde okullarda, sınıflarda günün anlam ve önemi üzerinde durulur. Dünya Çocuk Hakları ve Türk Çocuk Hakları Bildirileri okunur. Bildirilerde belirlenen belli başlı haklar konusunda açıklamalar yapılır.

 

DÜNYA ÇOCUK HAKLARI BİLDİRİSİ

 

1-       Her çocuk bu bildiride belirtilen haklardan yararlanmalıdır. Hiç bir çocuk ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasal inanç nedeniyle ayrı tutulamaz.

2-       Her çocuk korunacak ve özel bakım görecektir. Çocuğun iyi koşullar altında, zihnen, bedenen gelişmesi sağlanacaktır. Buna ilişkin düzenlemeler yasalarla güvence altına alınacaktır. Bu amaçla hazırlanacak yasalarda çocuk yararına olacak durumlar göz önünde tutulacaktır.

3-       Her çocuk doğduğu andan başlayarak isme ve yurttaşlığa hak kazanmalıdır.

4-       Çocuk, sosyal güvenlikten yararlanmalıdır. Sağlıklı büyüyüp gelişmesi için gereken her çaba gösterilmelidir.

5-       Sakat çocuklar için özel bakım ve eğitim uygulanmalıdır.

6-       Çocuktan sevgi esirgenmemelidir. Ailesi olmayan ve yoksul çocuklara özel ilgi gösterilmelidir.

7-       İlkokul eğitimi parasız ve zorunlu olarak çocuğa sağlanmalıdır. Çocuklar genel bilgilerini arttıracak, yeteneklerini geliştirecek toplumsal sorumluluklar yüklenecek biçimde eğitilmelidir. Çocuğun eğitiminden sorumlu kişiler eğitime, öğretime ayrı bir özen göstermelidir. Çocuk; bir tür eğitim olan oyun oynamak ve dinlenmek olanaklarına sahip olmalıdır. Yöneticiler çocuklara bunları sağlamalıdır.

8-       Sosyal yardım ve korunma konusunda çocuk ilk düşünülen olmalıdır.

9-       Çocuk her tür kötülük ve sömürüden korunmalıdır. Çocuk, her ne biçimde olursa olsun alım satım konusu olmamalıdır.

10-    Çocuk ırk, din ve insanlar arasındaki ayrılık yaratan baskılardan titizlikle korunmalıdır.

 

TÜRK ÇOCUK HAKLARI BİLDİRİSİ

 

                Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Bildirisi'nin ışığı altında Türk Çocuk Hakları Bildirisi hazırlandı. Bu bildiri 28 Haziran 1963 günü UNESCO Türkiye Milli Komisyonu 7. Genel Kurulunda kabul edildi.

1-       İyi bakım, iyi yetiştirilme ve çocuğa uygun bir eğitim, her yerde ilgi, sevgi ve yardım görme her Türk çocuğunun hakkıdır. Resmi, özel her kurum, her yurttaş bu çocuk hakkını tanımak, eldeki olanaklarla onu gerçekleştirmek yükümlülüğündedir. Sıkıntı içinde bulunan çocuğun kurtarılmasına öncelik verilir.

2-       16 yaşından önce hiç bir çocuk resmi öğrenimden alıkonularak özel işlerde çalıştırılamaz. Hiç bir şekilde sömürülemez.

3-       Her ana baba çocuğuna bakmak, onu bilgili, becerili ve en iyi şekilde yetiştirmekle yükümlüdür. Orta dereceli öğrenime devam etmeyen, edemeyenlerin gerekli bilgi ve becerileri kazanmaları için devlet kurslar açar. Ana babanın yeterli olmadığı durumlarda bu görev çocuğun birinci derece yakın akrabalarına ve devlete düşer.

4-       İlk öğrenimden sonra orta dereceli okullara devam etmeyenler, edemeyenler için teknik, tarımsal bilgi ve beceri kazandıran kurslar açılması ve bu kurlardan çocukların yararlanması için Milli Eğitim Bakanlığı, Belediye Başkanlığı ve muhtarlar işbirliği yapmakla yükümlüdür.

5-       Sakat ve uyumsuz çocukların iyileştirilmeleri, yaşama zorluğu çeken çocukların kurtarılmaları, durumlarına uygun bir meslek için kendi yaşamlarını kazanacak derecede başarılı ve güçlü yetiştirilmeleri  ana baba ile birlikte devletin ve bu amaçla kurulmuş örgütlerin ödevidir.

6-       Çocuğun korunması ile ilgili yasalar öncelikle hazırlanıp çıkarılmalı, geciktirilmeden uygulanmalıdır.

 

AÇIKLAMA -2-

 

Bugün küçüğüz. Ama yarın büyüyeceğiz. Okuyup ailemize. milletimize ve devletimize faydalı insanlar olacağız. Subay, doktor, avukat, öğretmen, hakim, mühendis, memur, tüccar olup, yurdumuza hizmet edeceğiz.

Henüz küçük olduğumuz için, her ihtiyacımızı annemiz ve babamız karşılar. Babamız dışarıdaki ihtiyaçlarımızı karşılar. Annemiz bize bakar, yiyecekleri pişirir, giyeceklerimizi diker ve onarır. Annesiz ve babasız çocuklara "Çocuk Esirgeme Kurumu" bakar.

Bir ülkenin geleceği için, çocuk çok önemlidir. Gelecekte büyüyecek olan bu çocuk, vatanına hizmet edecektir. Ailesine yardımda bulunacaktır. Bunun için, çocukların sağlıklı büyümeleri ve eğitilmeleri gerekir. Ahlaklı, dürüst, vatansever olarak yetiştirilen insanlar, vatanları için bir teminattır.

Cumhuriyet döneminde, yüce Atatürk'ün emriyle, Türk çocuklarının en iyi şekilde yetiştirilmesine çalışıldı. Sağlığına, eğitim ve öğretimine önem verildi. Çocukların okumaları için her kademede okullar açıldı. Çocuk bakım evleri, doğum evleri, çocuk hastaneleri, çocuk yuvaları kuruldu. Yardım kurumları eliyle kimsesiz çocuklara yardım edilmektedir. Okullarımızda çocukların eğitimi ve sağlığı üzerinde çok dikkatlice durulur. Anne, baba ve öğretmenler bizim çok iyi bir insan olarak yetişmemiz için uğraşırlar. Biz de, bu emekleri boşa çıkarmayalım. Çok çalışalım. Büyüklerimizin sözünü dinleyelim. Herkesle iyi geçinelim. Yoksul, kimsesiz arkadaşlarımıza yardım edelim.

Çocukların kıymetini bilen, onlara önem veren milletler, iyi bir neslin yetişmesi için çalışırlar. Okullar, çocuk tiyatroları, çocuk kütüphaneleri, çocuk parkları ve bahçeleri yaparak, çocukların en iyi biçimde yetişmelerini sağlarlar.

Gazete, dergi, kitap, çeşitli çocuk yayınları, çocukların eğitim, öğretim, kültür ve bilgi bakımından gelişmeleri için çıkarılır. Radyo ve televizyonlarda çocuklar ile ilgili programlar düzenlenir.

                Atatürk, hiç bir milletin yapmadığını Türk çocukları için yaptı. En büyük bayramımız olan 23 Nisan Milli Egemenlik Bayramı'nı bize armağan etti. Bugün bu bayram, çocuk bayramı olarak kutlanıyor. Vatanımızı düşmandan kurtaran Atatürk, Türk çocuklarından vatansever olmalarını ister. Vatanın bir karış toprağını bile canları pahasına da olsa kimseye vermemesini, gerektiğinde seve seve canlarını vermelerini ister. İyi birer yönetici olarak yurdumuzun yücelmesine ve kalkınmasına yardımcı olmalarını ister.

                Çocuklara önem veren milletler, Ekim ayının ilk Pazartesi gününü "Dünya Çocuk Günü" olarak kabul etmişlerdir. Bu günde çocukların iyi yetişmeleri ve korunmaları üzerinde durulur. Kimsesiz çocuklara yardımlar yapılır. Çocukların iyi birer insan olarak yetiştirilmelerine uğraşılır. Irk, dil, din farkı gözetilmeden bu yardım yapılmalıdır.

 

KONUŞMA

 

Sevgili Arkadaşlar!

Ekim ayının ilk Pazartesi günü, bütün dünyada çocuk günü olarak kutlanır. Çocuk sorunları ilk kez, 1923 yılında İsviçre’nin başkenti Cenevre’de yapılan bir toplantıda tartışılmıştır. Bu toplantıda, “Uluslar arası Çocukları Koruma Birliği” adıyla bir birlik kurulmuş ve benimsenen çocuk hakları, “Cenevre Bildirisi” adıyla yayınlanmıştır. Daha sonra birçok ülkede, “Çocuk Esirgeme Kurumları” kurulmuştur.

1946 yılında yapılan, ikinci uluslar arası toplantıda çocuk hakları daha da geliştirilmiştir. 1953 yılında ise çocuk sorunlarıyla ilgilenme görevi, “UNICEF”e verilmiştir. UNICEF, Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu’nun kısaltılmış adıdır. 1954 yılında yapılan UNICEF toplantısında, Ekim ayının ilk Pazartesi gününün Dünya Çocuk Günü olarak kutlanması kararlaştırılmıştır.

Ülkemiz, çocuklara hak tanıyan ilk ülkelerdendir. Ne yazık ki günümüzde, kimsesiz ve bakıma muhtaç çocukların sayısı hızla artmaktadır. Her köşe başında karşılaştığımız ve “Sokak Çocukları” dediğimiz binlerce çocuk, bakıma, sevgiye ve ilgiye muhtaçtır. Bu çocuklara yardım en önemli görevlerimizden olmalıdır.

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 1959 yılında çocuk hakları bildirisi yayınladı. Bu bildirideki en önemli ifadeler şöyledir:

 

1.        Hiç bir çocuk ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasal inanç nedeniyle ayrı tutulamaz.

2.        Her çocuk korunacak ve özel bakım görecektir.

3.        Her çocuk doğduğu andan başlayarak isme ve yurttaşlığa hak kazanmalıdır.

4.        Her çocuk, sosyal güvenlikten yararlanmalıdır. Sağlıklı büyüyüp gelişmesi için gereken her çaba gösterilmelidir.

5.        Sakat çocuklar için özel bakım ve eğitim uygulanmalıdır.

6.        Hiç bir çocuktan sevgi esirgenmemelidir. Ailesi olmayan ve yoksul çocuklara özel ilgi gösterilmelidir.

7.        İlköğretim parasız ve zorunlu olarak çocuğa sağlanmalıdır. Çocuk; bir tür eğitim olan oyun oynamak ve dinlenmek olanaklarına sahip olmalıdır.

8.        Sosyal yardım ve korunma denildiğinde, ilk akla gelen çocuk olmalıdır.

9.        Çocuk her tür kötülük ve sömürüden korunmalıdır.

10.     Çocuk ırk, din ve insanlar arasındaki ayrılık yaratan baskılardan titizlikle korunmalıdır.

Bütün çocuklar için, daha güzel bir gelecek diliyorum...

 

DÜNYA ÇOCUK GÜNÜ

Dünya çocuk gününde,

Neşeliyiz hepimiz.

Bizi mutlu yapana,

Çok teşekkür ederiz.

 

Evet bugün küçüğüz,

Yarın büyüyeceğiz.

Sizin işlerinizi,

Bizler yürüteceğiz.

 

"Çocuk umuttur" diye,

Büyük Ata'ma minnet!

Bekliyoruz sizlerden,

Himaye, sevgi, şefkât.

Hayriye GARİBOĞLU

ÇOCUK

Çocuk deyip geçmeyin,

Onun da dünyası var.

Güzel- çirkin seçmeyin,

Her çocuk şefkât arar.

 

Bir kez düşün kendini,

Çocuktun daha önce.

Eksik etme sevgini,

Bir küçüğü görünce.

 

O, yuvada bir çiçek,

Sonra meyve verecek.

Toplum doğacak ondan,

Ülkemiz yükselecek.

İbrahim ŞİMŞEK

ÇOCUKLUK

Affan Dede’ye para saydım,

Sattı bana çocukluğumu.

Artık ne yaşım var ne adım;

Bilmiyorum kim olduğumu.

 

Hiçbir şey sorulmasın benden;

Haberim yok olan bitenden.

Bu bahar havası, bu bahçe;

Uçurtmam bulutlardan yüce.

 

Havuzda su şırıl şırıldır.

Zıpzıplarım pırıl pırıldır.

Ne güzel dönüyor çemberim;

Hiç bitmese horoz şekerim!

Cahit Sıtkı TARANCI

ÇOCUK

Böyle çıtır çıtır

Çıtırdamazdı ocaklar

Sen olmasan.

 

Mırıl mırıl

Ninni bilmezdi dudaklar

Sen olmasan.

 

Neye yarardı oyuncaklar

Sen olmasan.

 

Ve soğurdu, yavrum, kucaklar

Sen olmasan.

Arif Nihat ASYA

 

BİZ YARININ BÜYÜKLERİ

Bir güneşiz yarınlara,

Sevgi yazdık alınlara,

Açılmışız ufuklara,

Amacımız hep ileri,

Esmer, sarı, beyaz, zenci,

Biz yarının büyükleri.

 

Bin hayat var çalışmakta,

Bin sevinç var başarmakta,

Bir çiçeğiz şu toplumda,

Amacımız hep ileri,

Esmer, sarı, beyaz, zenci,

Biz yarının büyükleri.

 

Kalpte sevgi, çıktık yola,

Barışçıyız hep kol kola,

Tüm çocuklar mutlu ola,

Amacımız hep ileri,

Esmer, sarı, beyaz, zenci,

Biz yarının büyükleri.

Kenan AKANSU

ÇOCUK

Sıhhatine önem verip,

Sağlam çocuk büyütmeli.

Temiz, güzel duyguları,

Her çocuğa öğretmeli.

Bilmeliyiz, çocuklardır,

Yarının büyükleri,

Onlar bir gün yönetecek,

Dünyadaki devletleri.

          Mini mini çocuklara,

          Candan sevgi beslemeli.

          Çalışkanı, temizleri,

          Bulup bulup hep sevmeli.

          Nerede görsek düşkün çocuk,

          Sıcak ilgi duymalıyız.

          Acısına dertlerine

          Biz de ortak olmalıyız.

Barış olsun, savaş olsun,

Çocukları sevmeliyiz.

Hepsine de değer verip,

Kıymetini bilmeliyiz.

Hasan ŞEN

YEŞİL ÇAĞ

Sizin yaşınızda olmak ne iyi çocuklar

Ne iyi

Asıp düşünceyi bulutlara

Hür kelebekler gibi

 

Sizin elleriniz ne ince çocuklar

Ne ince

Solmasın sevinciniz

Deli bir rüzgar değince

 

Sizin gözleriniz ışıl ışıl çocuklar

Işıl ışıl

Duymayın körpe yüreklerinizde

Endişesini kışın

 

Yalnız sizin sevginiz gerçek çocuklar

Yalnız sizin

Sizde mavisi, sizde rüzgarı

Gök ve denizin.

İlhan GEÇER

 

BİR ÇOCUK BAHÇESİNDE

Çocuklar beni de alın içerinize,

Ben de güzel oyunlar oynamayı bilirim,

Çocuklar, imreniyorum şimdi size,

Yıllar oluyor ki kırıldı çemberim.

 

Benim de devleri vardı masallarımın,

Keloğlan kahramanıydı sihirli dünyamın,

Periler uyurdu altında kiraz dallarının,

Bir çini kadar zengindi içi dünyamın.

 

Benim de sapanlarım vardı söğüt dalından yapılı

Benim de kuşlarım vardı kafessiz ve şen,

Bir güzel evim vardı ki altın kapılı,

Benim de bir annem vardı ağlarken gülen.

 

Ceyhun Atuf KANSU

BEBEĞİN DUASI

Beşiğimi

Yapsam gemi

Kürek yapsam

Ellerimi

          Bir büyüsem

          Tıpış tıpış

          Bir yürüsem

Bir konuşsam

Sonra sussam

Cicilerle

İncilerle

          Bir büyüsem

          Badi badi

          Bir yürüsem.

Mustafa Ruhi ŞİRİN

DÜNYA ÇOCUKLARI

Yaşamak gerekiyorsa eğer,

Bir çocuk oyunu kadar renkli olsun.

Dünyayı kardeşlik dallarında,

Uçan kuşlar doldursun.

Sen dargınlık ağacı barış ve yemiş ver.

 

Birleşiniz bütün dünya çocukları,

Kalp kırılmadıkça sürüp gider oyun.

Yorulunca bir dost sesiyle uyuyun,

Sabah, kalbinize örtsün şafakları…

 

Tanrım yorgunluktan koru bu ayakları,

Bu küçük ayaklar böyle hep beraber

Oraya, o kardeş bayramına gider

Kucaklaşır bütün dünya çocukları.

Ceyhun Atuf KANSU

 

TÜRK ÇOCUKLARIYIZ

Alın açık başlar dik,

Yurtta yavru arıyız.

Göğüs kalkan, kol çelik

Biz Türk çocuklarıyız.

 

Bizi kimse yenemez,

Yüce bayrak inemez;

Hür sesimiz dinemez,

Biz Türk çocuklarıyız.

 

Düşmanıyız yatanın,

Kuvvetiyiz vatanın,

Yolundayız Ata’nın,

Biz Türk çocuklarıyız.

 

Özgürlük, ulus, vatan;

Damarda bunlar atan,

Yurda şeref, şan katan,

Biz Türk çocuklarıyız.

Mustafa YILMAZKAYA

ÇOCUKLAR KARDEŞ OLDU MU

Daha bir ballanır uyku

Çocuklar kardeş oldu mu

Barışır artık kurt kuzu

Çocuklar kardeş oldu mu

 

Düşler denizine doğru

Mutluluk bin yelken açar

Her yürek bir altın pınar

Çocuklar kardeş oldu mu

 

Daha bir ışıldar akarsu

Çocuklar kardeş oldu mu

Kucaklaşır batıyla doğu

Çocuklar kardeş oldu mu

 

Ne açlık kalır ne korku

Korudaki fidanlar gibi

Sevip sevip birbirini

Çocuklar kardeş oldu mu

Tahsin SARAÇ

ÇOCUKLAR

Kulak verin seslere,

Bak ne diyor çocuklar.

İçerdeki tasayı,

Yok ediyor çocuklar.

       Taşırlar ünümüzü,

       Açarlar önümüzü,

       Karanlık günümüzü,

       Ak ediyor çocuklar.

Güldürürler yüzleri,

Yaş görmesin gözleri,

Kaderdeki azları,

Çok ediyor çocuklar.

       Sesleri gönüllerde,

       Yükselir perde perde,

       Başımızı her yerde,

       Dik ediyor çocuklar.

Artarlar sayı sayı,

Olurlar teyze, dayı,

Ak yüzle yaşamayı,

Hak ediyor çocuklar.

Halil SOYUER

BEBEĞİN UYKUSU

Uyu, ışık yüzlü çocuk,

Uyu, nergiz gözlüm uyu!

Güzel olur mu yolculuk

Annen özler o uykuyu...

 

Günün altın arabası

Yüce dağlar ardındadır.

Uyandırma, sus ablası,

Uyku masal tadındadır.

 

Uyusun bir uyusun da

Yine oynar gün boyunca

Susun kuşlar, hep susun da,

Düşler görsün uça uça...

 

Uyu, ışık yüzlü çocuk

Uyu, masal kuşum uyu!

Güzel olur o yolculuk,

Dolaşırsın gökler boyu...

Coşkun ERTEPINAR

 

BEN DE BİR ÇOCUĞUM

Ben de bir çocuğum, diğerleri gibi,

Şefkatle öpülmek, sevilmek isterim.

Ellerimde tutsun büyüklerim,

Annesinin yanında bir çocuk görsem,

Kederle dolar, yaşlı gözlerim.

Ben de bir çocuğum diğerleri gibi,

Neşeyle dolup gülmek isterim.

Bir sevgi denizinde,

Açılmak sonsuza doğru.

Ninnilerle, türkülerle büyümek,

Bayramların bayram olduğunu bilmek,

Her çocuk gibi benim de hakkım.

Sıcak bir yuvadır düşlerim,

Ne olur, beni de görün,

Beni de sevin büyüklerim.

Arife HANCI

BİR DÜNYA BIRAKIN

Oynaya oynaya gelin çocuklar

El ele, el ele verin çocuklar.

     Bir vatan bırakın biz çocuklara

     Islanmış olmasın göz yaşlarıyla.

Bir bahçe bırakın biz çocuklara

Göklerde yer açın uçurtmalara.

     Oynaya oynaya gelin çocuklar

     El ele, el ele verin çocuklar.

Bir barış bırakın biz çocuklara

Ulaşsın şarkımız güneşe ve aya.

     Oynaya oynaya gelin çocuklar

     El ele, el ele verin çocuklar.

Bir dünya bırakın biz çocuklara

Yazalım üstüne sevgili dünya

     Oynaya oynaya gelin çocuklar

     El ele, el ele verin çocuklar.

Adnan ÇAKMAKÇIOĞLU

ÇOCUK ESİRGEME MARŞI

Türk çocukları, Türk çocukları,

Gözler ileri, başlar yukarı.

Yarınki hayat yurt ufukları

Her şey sizindir Türk çocukları.

          Çocuklar aziz vatan malıdır,

          Ulu ağacın birer dalıdır,

          Yardım görmeli, bakılmalıdır,

          Özü ateşli Türk çocukları.

Çocuktur hak tarihini yapan,

Hakk’a tapar çocuğa tapan,

Ey kalbi çarpan secdeye kapan,

Geçiyor, büyük Türk çocukları.

        Bakımsız çocuk cansız melektir.

        Bakımlı çocuk demir bilektir.

        Çocuk sevgisi Türk’e dilektir

        Yaşasın Türk çocukları.

Aka GÜNDÜZ

 

ÇOCUK

Çiçek olur açılır,

Koku olur saçılır,

Ondan vaz mı geçilir?

Çocuk evin şenliği,

Yurdun egemenliği...

 

Kuş olur dalımızda,

Tat olur balımızda,

Ak akçe elimizde,

Çocuk evin şenliği,

Yurdun egemenliği...

 

Çocuk baş tacımızdır,

Şifa ilacımızdır,

Tükenmez gücümüzdür

Çocuk evin şenliği,

Yurdun egemenliği...

 

En yüce dağımız o,

En güzel çağımız o,

Varımız, yoğumuz o,

Çocuk evin şenliği,

Yurdun egemenliği...

Tarık ORHAN

ÇOCUK VE BAHAR

Senin inci çiçeklerin varsa bahar,

Benim de inci dişlerim var.

Senin mavi bulutların varsa,

Benim de mavi gözlerim var.

Senin pembe ufukların varsa,

Benim de yanaklarım var.

Senin yağmurların, çiğlerin,

Şebnemlerin varsa,

Benim de göz yaşlarım var.

 

Senin denizlerin varsa,

Benim de yelkenli gemilerim var.

Senin kuşların varsa,

Benim de uçaklarım var.

Senin rüzgarın varsa,

Benim de uçurtmam var.

Senin ayın, yıldızların varsa,

Benim de bayrağım var.

Bayrağım gibi geldin yurduma

Bahar

Mehmet Necati ÖNGAY

ÇOCUK

Oynayın çocuklar tutun el ele

Sevinç neşe ile dolanın gezin,

Bu eşsiz vatanı bezeyin güle

Şanlı bayrağımız göğe yükselsin,

Atatürk yoludur yolunuz sizin.

 

Milletin baş tacı, milletin kolu

Yarının büyüğü olan çocuklar,

Sizin tuttuğunuz ışıklı yolu,

Gördükçe kalbimiz gururla dolu,

Pembeleşsin yurtta bütün ufuklar.

Ali Osman ATAK

ÇOCUK MARŞI

Türk çocukları! Türk çocukları!

Gözler ileri, başlar yukarı

Yarınki hayat, yurt ufukları

Her şey sizindir Türk çocukları!

 

Çocuklar aziz vatan malıdır,

Ulu ağacın birer dalıdır.

Yardım görmeli, bakılmalıdır,

Özü ateşli, Türk çocukları!

Aka GÜNDÜZ

(Beste: Zeki ÜNGÜR

ÇOCUK

Çiçek olur açılır,

Koku olur saçılır,

Ondan vaz mı geçilir ?

 

Çocuk evin şenliği,

Yurdun egemenliği,

 

Kuş olur dalımızda,

Tat olur balımızda,

Ak akçe elimizde,

 

Çocuk evin şenliği,

Yurdun egemenliği,

 

Çocuk baş tacımızdır,

Şifa ilacımızdır,

Tükenmez gücümüzdür,

 

Çocuk evin şenliği,

Yurdun egemenliği,

Tarık ORHAN

 

EVCİK

BEBEK

Evimize nerden geldi bu bebek.

Küçücük burnu, ağzı, elleri,

Kıpkırmızı yanakları var:

Ağlayıp duruyor sabahlara kadar.

Korkuyor çıkmaya kundaktan.

Durmadan ninni istiyor canı

Uykusunda gülüyor bazen..

 

Artık benim bir kardeşim var,

Ne iyi insanın bir kardeşi olmak...

Yarın o da benim gibi güler yüzlü

Kocaman bir çocuk olacak...

 

O zaman bütün defterlerimi, kitaplarımı

“Hepsi senin olsun” diye ona vereceğim.

Sonra bir sabah elinden tutup,

Okula götüreceğim...

Şükrü Enis REGÜ

Kapı önünde Ayşe,

Hanım hanımcık iş gördü,

Sonunda kendine göre

Bir yuva kurdu.

 

İlk ben oldum misafiri,

Güle güle otur’a gittim.

Bir yüksük-fincanda getirdiği

Hayal kahveyi içtim.

 

Kibrit kutusu şeklinde

Oturmuştuk bahçeye karşı.

Ortada hokkadan bir masa,

Üstünde örtü yerine

Yaldızlı çikolata kağıtları.

 

Gözüm gazoz kapaklarına gitti,

Sorup öğrendim; Kapkacakmış.

Toplamış sokaktan ucu yanmış kibritleri:

Bu kış odun yakacakmış.

 

Yangın yeri bir arsadan bulduğu

Cam kırıkları; Para.

Ev çevirmek kolay, diyordu,

İş tutumlu olmakta.

Ayşe’yi o anda görmeliydiniz!

Eski kadınların kanıyla evcimen

Sisli geleceklere hazırlık

Çıkmış çocuk varlığından

Zamanların ötesine tertemiz.

Ayşe’m gibi, dünyada,

Ayşe’ler dolu.

Hepsi “evcik” oynar

Öteden beri.

 

Ayşe’ler büyür,

Günün birinde

Oyun-ev’leri

Sahici olur.

 

Ama hepsinin mi?

Hepsinin değil.

 

Ayşe’lerin kimisi

Yuvadan evden yoksun

Sert rüzgarlar önünde

Güz yaprakları gibi

Boşluklara savrulur.

Behçet NECATİGİL

 

BAYRAM YERİ

 

Anne, bugün bayram,

Haydi giydir yeni elbiselerimi!

Saçımı tara, mendilimi ver.

Bugün çok güzel olmalıyım,

Elini öpeceğim babamın, amcamın,

Sonra bayram yerine gideceğim!

 

Görsen neler var bayram yerinde,

Parayla atılan tüfekler,

Hele o salıncaklar, horoz şekerleri,

Sıra sıra dizilmiş oyuncaklar,

Atlı karıncalar üstünde

Dönüp duruyor çocuklar!..

 

Şükrü Enis REGÜ

BAYRAM YERİ

 

Anne, bugün bayram,

Haydi giydir yeni elbiselerimi!

Saçımı tara, mendilimi ver.

Bugün çok güzel olmalıyım,

Elini öpeceğim babamın, amcamın,

Sonra bayram yerine gideceğim!

 

Görsen neler var bayram yerinde,

Parayla atılan tüfekler,

Hele o salıncaklar, horoz şekerleri,

Sıra sıra dizilmiş oyuncaklar,

Atlı karıncalar üstünde

Dönüp duruyor çocuklar!..

 

Şükrü Enis REGÜ

BAYRAM YERİ

 

Anne, bugün bayram,

Haydi giydir yeni elbiselerimi!

Saçımı tara, mendilimi ver.

Bugün çok güzel olmalıyım,

Elini öpeceğim babamın, amcamın,

Sonra bayram yerine gideceğim!

 

Görsen neler var bayram yerinde,

Parayla atılan tüfekler,

Hele o salıncaklar, horoz şekerleri,

Sıra sıra dizilmiş oyuncaklar,

Atlı karıncalar üstünde

Dönüp duruyor çocuklar!..

 

Şükrü Enis REGÜ

BAYRAM YERİ

 

Anne, bugün bayram,

Haydi giydir yeni elbiselerimi!

Saçımı tara, mendilimi ver.

Bugün çok güzel olmalıyım,

Elini öpeceğim babamın, amcamın,

Sonra bayram yerine gideceğim!

 

Görsen neler var bayram yerinde,

Parayla atılan tüfekler,

Hele o salıncaklar, horoz şekerleri,

Sıra sıra dizilmiş oyuncaklar,

Atlı karıncalar üstünde

Dönüp duruyor çocuklar!..

 

Şükrü Enis REGÜ

 

 GÜZEL SÖZLER

·         Çocuk bugünün yarını, yarının umududur.

·         Çocuk kokusu, cennet kokularındandır.

·         Çocuğuna değer veren uluslar ölmez.

·         Bugünün çocuğu, yarının büyüğüdür.

·         Çocuklar donmamış beton gibidir. Üzerlerine ne düşerse iz bırakır.

·         Çocuk, ulusun en kutsal varlığıdır.

·         Çocukların nasihata değil, iyi örneğe ihtiyaçları vardır.

·         Çocuk, yuvanın mutluluğudur.

·         Çocuklar geleceğin teminatıdır.

·         Çocuklar çiçektir.